31 Ağustos 2015 Pazartesi

Kıbrıs"ta Çözüm İçin Düğmeye Basıldı

Kıbrıs sorununa çözüm bulunması konusunda devam eden müzakerelerde Annan Planı’ndan bu yana  yeni bir fırsat doğdu.


banner160Kıbrıs’ta iki kesimin liderleri tarafından Şubat 2014’te imzalanan ortak açıklama metniyle yeniden başlayan görüşmeler, “her konuda anlaşma sağlanmadan hiçbir konuda anlaşılmış sayılmayacak” kuralı üzerinde yürütülüyor.


KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum kesimi lideri Nikos Anastasiadis yarın ara bölgede yeniden bir araya gelecek.


Dışişleri Bakanı Emine Çolak,  “Kesinlikle plandan bu yana daha önce görmediğimiz bir fırsat doğmuştur” ifadesini kullanmıştı.


Çözümle birlikte yaşanacak ekonomik atılım her iki toplumun da ortak beklentisi, zira anlaşmayla her iki kesim de yeni pazarlara açılma fırsatı bulacak. Anlaşmayla KKTC, başta AB olmak üzere tüm dünya pazarına doğrudan mal satabilecek. AB kartını oynayarak Türkiye’den limanlarını kendisine açmasını isteyen fakat olumsuz cevap alan Rum tarafı ise hemen yanı başındaki Türkiye pazarına ulaşım imkanı elde edecek.


Son dönemde ada etrafından keşfedilen hidrokarbon yatakları da tarafların çözüm konusundaki istek ve iradelerini artıran hususlardan biri. Keşfedilen rezervlerin beklenenin altında olduğu kaydedilse de en azından adanın 120 yıllık enerji ihtiyacını karşılayabilecek enerji kaynağından bahsediliyor. Güney Kıbrıs’ın tek taraflı petrol ve doğalgaz arama çalışmaları sırasında ortaya çıkan sürtüşmeler bu kaynakların sorunsuz bir şekilde çıkarılmasının öncelikle adada tesis edilecek barışa, eşit ve adil bir paylaşıma ihtiyaç duyulduğunu da ortaya koydu.


Rum kesimi her ne kadar 2004’te iki kesimin federal bir devlet çatısı altında birleşmesine “hayır” dediyse de aradan geçen zaman onların da soruna bakışını değiştirmiş görünüyor. GüneydekiKıbrıs Üniversitesi tarafından ağustos başında tamamlanan bir anket çalışması, Rumların muhtemel bir referandumda “evet” demeye daha yakın olduğunu ortaya koydu. 508 kişinin katıldığı ankette “evet” diyen veya kendini “evet”e daha yakın hissedenlerin oranı yüzde 49 olurken, kesinlikle “hayır” diyeceklerini belirtenlerin oranı yüzde 13’te kaldı.


Rumların tutumunda yaşanan bu değişiklikte geçirdikleri ekonomik krizin ve AB’den umduklarını bulamamış olmalarının yanı sıra iki kesim arasındaki geçişlerin serbest bırakılmasıyla Türk kesimini daha yakından tanımalarının etkili olduğu belirtiliyor.


Rum kesiminin tüm adayı temsilen AB üyesi olacağı henüz Annan Planı’nın yeni yeni tartışılma başlandığı günlerde, Aralık 2002’deki Kopenhag Zirvesi’nde kesinleşmişti ve 1 Mayıs 2004’e gün verilmişti. AB’nin üst üste yaşadığı ekonomik krizler, özellikle de Rum kesimi ile yakın ilişki içerisinde olan Yunanistan’ın geçirdiği ekonomik darboğaz Rumların beklentilerini önemli ölçüde boşa çıkardı. Bazı Rumlar da yaşadığı ekonomik sıkıntıyı aşmak için Kuzey’de bıraktıkları malları geri alma ya da satma çabasına girdi.


Her iki kesimin demografik yapısında yaşanan değişim de çözüm arayışlarını artıran bir unsur olarak dikkat çekiyor. Adada yaşanan acı günlere şahitlik etmiş kesim çözüme daha ihtiyatlı yaklaşırken, genç nesiller çözümün ekonomik ve sosyal getirilerine ve yeniden uluslararası toplumun bir parçası olabilmeye bakıyor.


 



Kıbrıs"ta Çözüm İçin Düğmeye Basıldı
#eborsahaber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder