Afrika, Ortadoğu ve Türkiye’nin Güneydoğu’sunda terör, hayatın rutini haline geldi. Her gün patlayan bombalar ve mayına basıp uzuvlarını kaybeden çocuklara ait haberler haber ajanslarında 30 saniyenin altında yer bulurken, merkezi hükümetlerin modern dünyaya terör ile mücadele çağrılarına cevabı tavsiyeden ileri gitmiyor.
Biz Türk milleti olarak devletler kurduğumuz yurt edindiğimiz bu coğrafyada, son olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde can verdiğimiz ve sonsuza kadar savunacağımız Türkiye Cumhuriyeti ve Türk halkı olarak dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın terörü lanetledik ve karşısında dimdik durduk.
1984 yılında başlayan PKK terörünün üzerinden 31 yıl geçti. Terörün başladığı dönemde henüz Avrupa Birliği kurulmamıştı. Avrupalı devletlerin büyük bir kısmının terör örgütü üyelerini “özgürlük savaşçısı” olarak adlandırıp sığınma hakkı verdiği dönemlerde bizler teröre canlar veriyorduk. Yakalanan teröristlerin üzerinden çıkan Avrupa ülkelerine ait donanımların nasıl ellerine geçtiği konusunda sorduğumuz tüm sorular cevapsız kalıyordu.
Fransa’nın, başkenti Paris’te yaşanan terör olayları sonrası verdiği refleks kendini savunmak olmadı mı? OHAL ilan edildi, bölgede okullar kapatıldı, kiliselere polis baskınları yapıldı ve Suriye topraklarındaki DEAŞ hedefleri vuruldu.
Peki, biz terör ile mücadele de ne yaptık?
Bölgede OHAL ilan ettik. Sınır ötesi terör unsurlarını vurduk. Af yasaları çıkardık. Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilmeleri için demokratikleşme paketleri hazırladık ve uyguladık. Barış süreci başlattık. Terörün finansmanı için kullanılan uyuşturucu ve insan ticareti ile mücadele ettik. Bölgeye devlet yatırımlarını artırdık. Hem de biz bunları tüm dünyanın gözü önünde ve şeffaf bir şekilde yaptık.
Soruyorum; Artık dünya menfaatlerini bir kenara bırakıp teröre karşı birlik olma zamanı gelmedi mi?
Avrupa Terörü Yaşadığında… #eborsahaber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder