Karabük Özel Sektör Demir Çelik Haddecileri Derneği (KAHDER) eski Başkanı Murat Orhan, Kardemir’in yönetim kurulu üyeleri tarafından yaklaşık 750 milyon dolar zarar uğratıldığını iddiası ile, “Paralel yapının Kardemir’de parmağı varsa bunların yönetimden temizlenmesi gerekiyor” dedi.
Karabük ve çevresinde üretin yapan haddehaneciler, “Kardemir Yönetim Kurulu’nda yer alan Yolbulan, Güleç ve Yücel ailelerinin kendi şirketlerine, demir ve kütük gibi ürünlerin satışında kolaylık sağladıkları” iddiasıyla Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) 21 Ocak 2011 tarihinde suç duyurusunda bulunmuşlardı.
İddialar hakkında araştırma başlatan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) incelemenin ardından Kardemir’in ürettiği kütüklerin yüzde 76,6’sını, demir çelik şirketinin yüzde 10,8 hissesine sahip Yolbulan ailesine ait Yolbulan AŞ, Güleç ailesine ait Çağ Çelik AŞ ve Yücel ailesine ait Çelsantaş AŞ’nin aldığı tespit edilmişti.
Sermaye Piyasası Kurulu uzmanlarının yaptıkları inceleme sonucunda yayınladıkları raporda, Kardemir yönetiminde yer alan 3 şirketin yöneticilerinin, üretim ve satış bilgilerine sahip olmaları avantajını mal alımında kullandıklarına dikkat çekilerek, diğer şirketlere ürün teslimatlarının ise gecikmeli yapıldığı gerekçesi ile Karabük Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştu.
Dava Süreci Devam Ediyor
Savcının hazırladığı iddianame ile 11’i üç aile şirketinin yöneticisi, 8’i Kardemir yöneticisi 19 kişi hakkında, “haksız rekabetin ihlali” suçlamasıyla 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Davanın yargılamasına devam ediliyor.
Konu ile ilgili olarak KAHDER eski Başkanı Murat Orhan Karabük Net Haber internet sitesine çarpıcı iddialarda bulundu.
Haddenecilere Bank Asya Dayatması İddiası
KAHDER eski Başkanı Murat Orhan, “2005 yılında ‘Kardemir’in yatırıma ihtiyacı olduğu’ gerekçesiyle o dönem yatırım amaçlı olarak hisse senetlerinin bölgedeki sanayicilerden ve hissedarlardan bloke edileceği, onlara öncelikli mal alım hakkı tanınacağı söylendi. Söz konusu hakkın yüzde 50 öncelikli olarak bloke ettirenlere verileceği aktarıldı.
Fakat önümüzde o zaman bir dayatma vardı. O da ‘İlla hisse senedi olacak ve bu hisse senetleri illa ki Bank Asya’ya olacak’ şeklindeydi. ‘Bank Asya’dan kredi kullanabilirsiniz fakat biz bunlara hisse senetleri değil de ipotekler, teminat mektupları, bloke çekler verelim’ dedik, ancak yönetimde bulunan üç aile diye tabir ettiğimiz Yolbulan, Güleç ve Yücel aileleri bu dayatmayı çözemediğimiz halde hisse senedi üzerinden yaptılar. Bugün de gündemde olduğu gibi Bank Asya’nın adının paralel yapıyla adının anıldığını her geçen gün öğrenmiş bulunmaktayız” ifadelerini kullandı.
11. Hukuk Dairesi Bizleri Haklı Buldu
Murat Orhan konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamasında; ““11. Hukuk Dairesi bizleri haklı buldu. Daire, ‘Kardemir’in süregelen yönetiminde yer alan Yolbulan, Çağ Çelik ve Güleç ailelerinin ceza davaları devam ediyor, genel kurulda alınan ticaret yapabilme müsaadesi oybirliğiyle alınmış olsa da iptal edilmesi gerekir’ dedi ve Yargıtay’ın onama kararını kaldırdı, yerel mahkemenin de kararını bozdu.
Böylelikle Kardemir yönetiminin ‘ticaret yapabilme müsaadesi’ iptal edildi. Alınan karar, davası devam eden 2013, 2014 yılları için ticaret müsaadesi davalarına emsal teşkil etti ve 3 yıllık ticaret müsaadesi iptal edildi. 2015 yılı için dava devam ediyor.
Neticede Kardemir yönetimini oluşturan Yolbulan AŞ, Çağ Çelik AŞ, Çelsantaş AŞ firmalarıyla Kardemir’in ticaretleri iptal edildi, şuanda Kardemir’le ticaret yapamıyorlar” dedi.
Yönetim Kardemir’i 750 milyon Dolar Zarara Uğrattı
Murat Orhan iddialarına, “Kardemir’in geçmişte özelleştirme idaresi tarafından nasıl bir yapıya büründürülmek istendiği bellidir. Üç ailenin kasasına katkı sağlaması amacıyla özelleştirilmiştir.
Bu üç ailenin hissesi yüzde 10 olmasına rağmen yüzde 80 oranında kendi şirketlerine mal aktarıyorlar. Bu yanlıştır. Biz bu uygulamadan rahatsız olduk ve gerekeni yargı yoluyla yapmaya çalıştık. Bugün gelinen nokta ise son 6 aylık bilançosunda 93 milyon TL zarar gösterilmiştir. Kardemir’in toplamda ise borcu 750 milyon dolarlara ulaşmıştır.
Yarın daha büyük sıkıntıların yaşanmaması için çağrıda bulunuyorum, Kardemir’in karı bu üç ailenin cebine girmiştir. Bunun önüne geçilmesi gerekir. Kardemir gerçekte zarar etmemiştir, yönetim kurulu üyeleri tarafından 750 milyon dolarlık zarara uğratıldığını düşünmekteyim.”
Özelleştirmenin ardından Kardemir gibi büyük bir kuruluşun adeta söz konusu üç ailenin eline geçtiğini savunan Orhan, “Yarınlarımıza da zarar verilmemesi adına mücadelemizi sürdüreceğiz” açıklamaları ile devam etti.
Bu ailelerin Arkasında “Paralel Yapı” mı Var
Orhan, “Geldiğimiz bu süreçte bunu düşünmeye başladık. Çünkü geçmişte Bank Asya’nın diretilmesini anlayamamıştık. Gerçi bu uygulamaya yanlış olduğunu düşündüğümüz için girmemiştik. Bank Asya özellikle diretildi. Geçmişe dönük bakılırsa Bank Asya’ya hisse blokeleri yaptırılacağına dair gazetelere ilanlar dahi verildi. Ama o dönemde bunları kimsenin tahmin etme imkanı yoktu. Bugün de Bank Asya paralel yapıyla anıldıktan sonra bizlerin de bu durum dikkatini çekiyor. Eğer bu yapının parmağı varsa bunların yönetimden temizlenmesini istiyoruz. Bu duruma dur demenin çabası içindeyiz” dedi ve “Kardemir’in güzel bir yapıya bürünmesini istiyorum. Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve gerekli bakanlarımıza seslenmek istiyorum, Kardemir’i unutmasınlar, Kardemir bu ülkenin ilk demir çelik fabrikasıdır, demirin ilk üretildiği fabrikadır. Buradaki haksızlıklara dur denilmesi gerekiyor. Kardemir’in bu üç aileye değil ülke ekonomisine kazandırılmasını rica ediyorum” çağrısında bulundu.
Kardemir’de "Paralel Yapı" İddiası #eborsahaber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder